OrganikTarımBelgelendirmesi

Organik Tarım Belgelendirmesi

Uluslararası onaylı ve akredite;
Organik Tarım Belgelendirmesi ve Sertifikasyon Hizmetleri

Organik Tarım Belgelendirmesi

Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu’nun yaptığı tanımlamaya göre organik tarım, insanların, toprakların ve ekosistemin sağlıklı olmasını sağlayan bir üretim sistemidir. Organik tarım çalışmaları, üretimde bir takım kötü etkilere yol açan girdilerin kullanılmasına karşı çıkarak, ekolojik sürecin ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına dayanmaktadır. Organik tarımın hedefi, bugüne kadar gelen geleneklerin yanına bilimsel çalışmaları ve yenilikçi yaklaşımları katarak çevrenin korunmasına ve sürdürülebilir olmasına yarar sağlamak ve herkes için adil bir yaşam ortamı sağlamaktır.

Organik tarım çalışmalarında birçok hedef bulunmaktadır. İşte bunlardan birkaçı:

  • Bitki nöbetleşmesi sağlamak
  • Yeşil gübre kullanmak
  • Organik gübre kullanmayı teşvik etmek
  • Biyolojik zararlıları kontrol altında tutmak
  • Toprağın üretkenliğini sağlamak için mekanik işleme yöntemlerine dayanmak
  • Sentetik gübre, pestisit, hormon, hayvan yem katkıları ve kullanılmasını reddetmek veya sınırlamak (pestisit, zararlı organizmaları engellemek veya kontrol altına almak için kullanılan madde karışımlarıdır)
  • Aynı şekilde genetiği değiştirilmiş organizmaların kullanılmasını reddetmek veya sınırlamak

Organik tarım yapılırken, insan sağlığına ve çevreye zarar veren kimyasal gübre kullanılmaz, ilaçlama yapılmaz ve hormonlar kullanılarak verim artırıcı yöntemler uygulanmaz. Yani sadece doğal üretim yöntemleri kullanılarak üretim yapılır. Organik tarımda sadece kabul edilebilir değerler içinde kimyasal maddelerin toprağa ilave edilmesine veya ekolojik sisteme ve insan sağlığına zararlı olmayan ilaç uygulamaları yapılmasına izin verilir.

Ülkemizde Organik Tarım Çalışmaları

Ülkemizde organik tarım, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından çıkarılan Organik Tarım Kanunu ve ilgili yönetmelik çerçevesinde ve sadece söz konusu bakanlığın gözetimi ve denetimi altında yapılmaktadır. 2004 yılında çıkarılan bu kanunun amacı, tüketicilere kaliteli ve güvenilir ürünler sunmak üzere organik ürün ve girdilerin üretiminin yapılmasını ve geliştirilmesini sağlamaktır. Ayrıca bu kanuna uyularak, Organik Tarım Ulusal Yönlendirme Komitesi kurulmuştur. Bu Komite, ilgili resmi kuruluşlar, üniversiteler, sivil toplum örgütleri, meslek kuruluşları ve özel sektör temsilcilerinden meydana getirilmiştir.

Bu kanuna dayanılarak bir de Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik çıkarılmıştır. Bu yönetmeliğin amacı ise şu şekilde belirlenmiştir:

  • Ekolojik dengeyi korumak
  • Organik tarımsal faaliyetleri yürütmek
  • Organik tarımsal üretimin ve pazarlamanın düzenlemesini yapmak
  • Organik tarımsal üretimi geliştirmek ve yaygınlaştırmak

Söz konusu yönetmelik şu sayılan faaliyetleri kapsamaktadır:

  • Her türlü bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretimi ile kullanılacak girdilerin, organik tarım yöntemlerine uygun şekilde veya temin edilmesi
  • Gıda veya yem olarak kullanılan mayaların özellikleri
  • Orman ve doğal alanlardan organik tarım ilkelerine uygun olarak ürün toplanması
  • Toplanan ürünlerin işlenmesi, ambalajlanması, etiketlenmesi, depolanması, taşınması, pazarlanması, kontrol edilmesi, belgelendirilmesi, denetlenmesi ve bu konular ile ilgili cezai hükümler

Ne yazık ki ülkemiz, organik tarımsal üretim bakımından birçok ülkenin gerisinde kalmıştır. Yukarıda açıklanan yasa ve yönetmeliklerin çıkarılması ve uygulama alanı bulması yönündeki çabalar çok yakın tarihlidir. Bunda insanlarımızın bilinçlenme eksikliği de etkili olmaktadır. Ülkemizde organik ürünler alıcı bulamadığı için genelde üretici kuruluşlar dış pazarlara yönlenmektedir. Yine de son yıllarda ülkemizde organik tarıma olan talep yükselmektedir.

Dünyada Organik Tarım Çalışmaları

Organik tarım yöntemleri günümüzde birçok ülkede yapılan yasal düzenlemeler çerçevesinde yürütülmektedir. Bu konuda geliştirilen standartların büyük bir kısmı, 1972 yılında kurulan ve tepe bir organizasyon görünümünde olan Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu (International Federation of Organic Agriculture Movements, IFOAM) tarafından hazırlanmıştır.

Bu kuruluş organik tarımda olması gereken şu özellikleri vurgulamaktadır:

  • Üretim faaliyetlerinde sentetik kimyasallar kullanılmamalıdır.
  • Hastalık ve zararlılarla mücadele edilirken, biyolojik, biyoteknik ve mekanik mücadele yöntemleri kullanılmalıdır.
  • Toprağın verimliliğini artırmak için sadece doğal maddeler kullanılmalıdır.
  • Tarımsal üretim, doğal kaynakların tükenmesine yol açılmamalıdır

Organik tarım yaklaşımında esas olan sadece üretimin organik yöntemlerle yapılması değildir. Ürünlerin işlenme ve pazarlama yöntemleri de aynı düşünce ile yapılmak zorundadır. Bu aşamalarda da katkı maddeleri kullanmamak, çevre ile uyumlu paketleme malzemeleri kullanmak ve insan ve hayvan haklarını gözetmek önemlidir. Bu sayılanlar da organik tarım yaklaşımının ilkeleridir.

Yapılan bilimsel araştırmalara göre, tarımsal faaliyetlerin bilinçsiz bir şekilde yapılması, doğal bitki ve toprak yapısının bozulmasına ve biyolojik çeşitliliğin zarar görmesine neden olmakta, insan, hayvan ve bitki sağlığını tehdit etmekte ve yeraltı su kaynaklarının tükenmesine ve kirlenmesine yol açmakta olmaktadır.

Avrupa Birliği, bu gerçeklerden yola çıkarak 1991 yılında Tarımsal Ürünlerin Organik Olarak Üretilmesi ve Tarımsal Ürünler ile Gıda Maddelerine ilişkin göstergeleri içeren 2092/91 (ECC) sayılı Konsey Tüzüğü’nü yayınlamıştır. Daha sonra bu tüzüğe birçok Konsey ve Komisyon Tüzüğü ile değişiklik ve eklemeler yapılmış, Avrupa Birliği’ne yeni üye olan ülkelerin uyumlarının sağlanmasına yönelik ilave düzenlemeler yapılmıştır. Bu tüzük aynı zamanda organik olmayan tarımsal ürünlerin orijinleri ve üçüncü ülkelerden Avrupa Birliği ülkelerine organik ürünlerin ithalatını düzenleyen hükümler de yer almaktadır.

Günümüzde 2092/91 nolu söz konusu Organik Tarım Yönetmeliği bütün dünyada organik tarım uygulamalarını yönlendirmektedir.

Organik Tarım Uygulamalarının Hedefi

İnsan, çevre ve bitki sağlığında ortaya çıkan tehlikeli gelişmeler, insanları yeni arayışlara doğru itmiş ve organik tarım bu şekilde bütün dünyaya yayılmıştır. Ancak genel yaklaşıma bakılırsa, organik tarım konusunda, gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkeler için hedef pazar konumunda oldukları görülmektedir. Avrupa Birliği ülkeleri, dünyanın en büyük organik gıda pazarına sahiptir.

Organik tarım uygulamalarının temel hedefi sağlıklı beslenme ve insan ve hayvan sağlığını koruma düşüncesi olarak görülse de, aynı zamanda gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakabilmek düşüncesi de organik tarım uygulamalarının büyük hedefidir.

Yirminci yüzyıl ile birlikte, doğal kaynaklara sahip çıkma, çevreyi koruma ve doğal kaynakları tahrip etmeden, gelecek nesillere daha temiz bir dünya bırakma felsefesi gelişmeye başlamıştır. Sentetik kimyasal maddeler, gübre ve zirai mücadele ilaçları olarak daha fazla kullanılmaktadır ve yukarıda açıklanan hedeflerin gerçekleşmesine en büyük engeldir. Üretimde yanlış ve ölçüsüz kimyasal gübre kullanılması ikinci dünya savaşından sonra hız kazanmıştır. Bundan önce yapılan tarım zaten organik tarımdı. Bu nedenle organik tarım yeni bir yöntem değildir. Bir anlamda tarımdal üretimde aslına dönüştür.

Bir yandan daha fazla kimyasal gübre kullanılması, diğer yandan teknolojik gelişimin tarım tekniklerine getirdiği yeniliklerin sonucu olarak doğal kaynaklar zarar görmeye, tükenmeye ve insan ve hayvan sağlığı için tehlikeli olmaya başlamıştır.

Organik Tarımın Yararları Nedir

Organik tarım sektörünün gelişmesi ile birlikte sadece Avrupa Birliği ülkeleri ve ülkemizde değil, bütün dünya ülkelerinde gerekli yasal düzenlemeler yapılmış ve organik tarım ürünlerinin üretilmesine, işlenmesine ve pazarlanmasına yönelik organik tarım yasaları çıkarılmıştır. Organik tarım, artık sürdürülebilir bir tarım modeli haline gelmiştir.

Organik tarım uygulamalarının birçok yararı bulunmaktadır. Örneğin,

  • Gelecek nesiller korunmuş olmaktadır
  • Toprak kayıpları önlenmiş olmaktadır
  • Suyun kalitesi korunmuş olmaktadır
  • Enerjiden tasarruf edilmiş olmaktadır
  • Ürünlerde kimyasal madde kalıntısı önlenmiş olmaktadır
  • Tarımsal üretimde çalışanlar korunmuş olmaktadır
  • Üreticilerin daha fazla kazanmaları sağlanmış olmaktadır
  • Ekonomik üretim amaçlanmış olmaktadır

Kuruluşumuz TÜRCERT Teknik Kontrol ve Belgelendirme A.Ş., Organik Tarım ve belgelendirme çalışmaları ile ilgili tereddüt duyulan her konuda yardımcı olmaya hazırdır.



Organik Tarım Belgesi Almak İstermisiniz

Şirketimiz uluslararası geçerli, akredite ve onaylı olarak Organik Tarım Belgelendirmesi almanız için en iyi seçim olacaktır, başvuru için belgelendirme başvuru formumuzu doldurarak başvurunuzu yapabilirsiniz. Sizinle en kısa sürede Organik Tarım Belgelendirmesi Hizmeti hakkında bilgilendireceğiz.