Helal gıda, gıda ürünlerinin tarladan veya çiftlikten alınmasından itibaren tüketicinin sofrasına gelinceye kadar tamamen islami kurallara uygun şekilde hazırlanmasını ifade etmektedir. Daha farklı bir anlatımla helal gıda yaklaşımı, gıda güvenlik sisteminin genel yaklaşımı olan, gıdalarda bitkisel, hayvansal, kimyasal ya da mikrobiyolojik nedenlerle bir bozulma ve bulaşma olmamasını, gıda ürünlerinin, hammadde temininden başlayarak, hazırlanması, işlenmesi, katkı maddeleri kullanılması, paketlenmesi, depolanması, sevkedilmesi, satışa sunulması ve tüketiciler tarafından satın alınmasına kadar gıda zincirinin bütün halkalarını kapsayan koşulların, islam dininin anlayışına ve kriterlerine uygun şekilde gerçekleştirilmesi demektir.
Bu şekilde gıdalar hijyenik ve sağlık bakımından islami koşullara uygun olarak sunulmuş olmaktadır. Gıdalar dini açıdan bir sakınca teşkil etmemektedir.
Helal gıda kavramı aslında yeni bir anlayış getirmemektedir. İslam dininden önceki din kitaplarında da helal gıda kavramı geçmektedir. Bugün bile Musevi’lerin titizlikle uygulamaya çalıştığı Kosher standartları ve belgelendirmesi bunun en canlı örneğidir. Kosher standartlarına uygun üretilen gıdaların kullanılması ve tüketilmesi Musevi dini açısından bir sakınca teşkil etmemektedir. Amerika’daki yaşayan Yahudiler tarafından uygulanan Kosher standardı bugün evrensel bir gıda standardı kabul edilmektedir.
Osmanlı döneminde de 1860’lı yıllarda gıdaların üzerine vurulan tahir damgası, bu gıdanın tüketilmesinde mahzur yoktur anlamına geliyordu. Musevilerin Kosher uygulamasından çok önce başlatılan bu uygulama modern anlamdaki belgelendirme anlayışının ilk örneği kabul edilir. Üstelik bu uygulamanın temelleri Hz. Ömer zamanına kadar uzanmaktadır.
Helal gıda kavramı ilk insan ile birlikte var olmuştur da denebilir. Adem ile Havva, tanrının yasakladığı ağacın meyvesini yedikleri için cennetten kovulmuştur. Yani insanların sadece tanrının izin verdiği şeyleri helal kabul edip yemeleri gerekmektedir.
Musevilik dininde domuz, deve ve tavşan eti ve bunlardan elde edilen ürünler, havyar, üzerinde kan lekesi olan yumurtalar, her türlü böcek, sürüngen ve kemirgen, tevrat’ta adı geçen kuşlar, balıklardan pullu ve yüzgeçli olanlar dışında kalanlar, midye ve istiridye gibi kabuklu hayvanlar, ahtapot, kalamar, ıstakoz, karides ve yenilmesi yasak olan hayvanlardan çıkan yumurta, süt gibi ürünler helal değildir.
Hıristiyanlık dininde, belli günler dışında gıda kullanımında çok büyük kısıtlamalar yoktur.
Müslümanlık dininde ise, domuz eti ve domuzdan elde edilen ürünler, kan, etçil hayvanlar, bütün sürüngenler ve bunlardan elde edilen ürünler, bütün böcekler, ölmüş ve kesilmiş hayvan eti, leş, tanrının adı anılmadan kesilen hayvanlar, alkol ve alkollü ürünler helal değildir.
Bugün, dünyada ortalama 14 milyon Musevi ve iki milyarın üzerinde Müslüman bulunmaktadır. Müslümanların büyük bir kısmı ülke dışına çıktıkları zaman Kosher etiketli et ve ürünlerini tüketmektedir.
Neden Helal Gıda Standardına Gereksinim Duyulmuştur
Bugün standartlar uluslararası ticaretin ortak dili kabul edilmektedir. Ulusal ve uluslararası pazarlarda rekabet edebilmenin tek yolu bu standartlara uygun üretim yapmaktan geçmektedir. Aynı zamanda doğal kaynakların en verimli şekilde kullanılması çabalarının bir sonucu olan standartlaşma çalışmaları, insanlar ve kuruluşlar için bir lüks değil, zorunlu bir hale gelmiştir.
Bu nedenle dünyanın her yerinde sağlıklarını düşünen insanlar, inançları ne olursa olsun, helal standartlarına göre üretilmiş ve üzrirnde Helal Gıda Belgesi bulunan ürünleri tercih etmektedir.
Standardizayon çalışmaları, gelecek nesillere daha yaşanılır bir dünya bırakmak açısından da çok önemlidir. Bugün insan sağlığını tehdit eden birçok hastalığın kaynağını, yenilen ve içilen gıdalar ile bunların üretiminde kullanılan katkı maddeleri teşkil etmektedir.
Helal gıda standardının ve helal gıda belgesinin amacı, ülkemizde ve dünyadaki gıda üretim zinciri üzerinde bulunan bütün gıda üretici firmaları tarafından, sağlıklı, besleyici ve hijyenik gıdaların üretilmesini sağlamak, üretim sırasında dinin haram ve helal gıda ile ilgili hükümlerine ve islami kurallara uymak ve insanlara, hayvanlara ve doğaya zarar verilmesini önlemektir.
Dünyada Helal İslami Uygunluk Belgelendirme Çalışmaları
Endonezya’nın başkenti Jakarta’da, 2002 yılında, Dünya Helal Konseyi (World Halal Council, WHC) kurulmuştur. Bütün dünyada müslüman ülkeler tarafından kullanılan helal standartları bu kuruluş tarafından tasarlanmıştır. 60’a yakın üyesi bulunan Dünya Helal Konseyi’nde her üye kuruluş, tüzük gereğince birbirlerini akredite etmektedir. Bunun yanında her ülkenin kendilerine özgü başka helal standartları da bulunmaktadır.
Bir başka kuruluş, merkezi Malzeya’da bukunan Dünya Helal Vakfı’dır (World Halal Foundation, WHF). Vakfın temel hedefi, Birleşmiş Milletler tarafından akredite edilen bir kuruluş olmak ve dünya ülkeleri arasında ortak bir helal gıda standardı hazırlamaktır.
Günümüzde dünyada Helal Gıda Belgesi veren ilk ülke Malezya’dır. Bu ülkede helal gıda çalışmaları, bir resmi kuruluş olan Malezya Hükümeti İslam Kalkınma Bölümü (Jabatan Kemajuan Islam Malaysia, JAKIM) tarafından yürütülmektedir.
Nüfusun yüzde 60’ının Müslüman olduğu Malezya’da Helal Gıda Belgesi almak, birçok ulusal ve uluslararası firma için büyük önem taşımaktaddır.
Yine merkezi Malezya’da bulunan Dünya Helal Forumu (World Halal Forum) isimli bir kuruluş daha bulunmaktadır. Bu kuruluş, genelde helal belgeli ürünlerin piyasası ile meşgul olmaktadır.
Bunun yanında Malezya’da, devlet üniversiteleri bünyesinde helal gıda üretimi ile ilgili bilimsel ve teknik çalışmalar ve araştırmalar yapan enstitüler de bulunmaktadır.
Ülkemizde Helal Gıda Çalışmaları
Ülkemizde 2000’li yılların ikinci yarısında dernek ve vakıf çalışmaları aracılığı ile helal gıda üretimi ve belgelendirmesi için Sivil Toplum Kuruluşları kurulmuştur. 2005 yılında, Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme Araştırmaları ve Sertifikalama Derneği (GİMDES) isimli bir dernek kurulmuştur. Bu dernek daha sonra ulusal ve uluslararası kuruluşlara üye olmuş ve bu kuruluşlar tarafından akredite edilmiştir. 2009 yılında ise GİMDES tarafından helal gıda standardı yayınlanmış ve Helal Gıda Belgesi verilmeye başlanmıştır. Bu çalışma ülkemiz açısından bir ilktir ve oldukça önemlidir.
Türk Standartları Enstitüsü, 2011 yılı Temmuz ayında Helal Gıda Belgesi vermeye başlayınca çalışmalar resmi bir kimlik kazanmıştır.
2013 yılında Dünya Helal Konseyi (World Halal Council, WHC) İstanbul’da toplanmıştır. Bu toplantıya Malezya, ABD, Filipinler, Rusya, Güney Afrika, Kenya, Kanada, Bangladeş, Tanzanya, Malavi ve İtalya’dan toplam 20 Sivil Toplum Kuruluşu katılmıştır. Toplantının asıl amacı, bütün İslam ülkelerinin ortak takip edebileceği uluslararası helal standardına son şeklini vermek olmuştur.
Merkezi İstanbul’da bulunan İslam Ülkeleri Standartlar ve Metrolojisi Enstitüsü de bu arada standart çalışmalarını sürdürmektedir. Bu çalışmalara 60’a yakın islam ülkesi arasından sadece 11 ülke katılmaktadır. Anak helal gıda konusunda öncü kabul edilen Malezya bu çalışmalara katılmamaktadır.
Bugün hala, dünyada müslüman ülkeler tarafından kabul görmüş uluslararası bir helal belgelendirmesi yapılmamaktadır. Yukarıda açıklandığı şekilde bağımlı veya bağımsız bir takım kuruluş tarafından belgelendirme çalışmaları yapılsa da, örneğin, Yahudilerin Kosher Sistemi gibi bir sistem bulunmamaktadır. Şu anda ülkemizde bu yöndeki çalışmalar, Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme Araştırmaları ve Sertifikalama Derneği (GİMDES) ve Türk Standartları Enstitüsü tarafından yapılmaktadır.
Türk Standartları Enstitüsü Tarafından Yapılan Çalışmalar
Helal gıda konusunda ciddi çalışmalar ülkemizde bu anlayış ile kurulan dernek ve vakıflar tarafından 2000’li yıllarıda başlatılmıştır. Ancak bir takım uygulamalar yapılıyor olsa da uluslararası anlamda helal gıda standartlarının tam olarak ortaya çıktığı söylenemez.
İslam İşbirliği Teşkilatı önderliğinde sürdürülen çalışmalar sonucunda, helal gıda belgelendirme çalışmalarına esas olacak üç standard belirlenmiş ve İslam Ülkeleri Standardizasyon ve Metroloji Enstitüsü üyesi ülkelerin yaptığı toplantıda bu üç standart kabul edilerek yürürlüğe konulmuştur. Bu standartlar daha sonra Türk Standartları Enstitüsü tarafından 2011 yılında ülkemiz koşullarına uyarlanarak yayınlanmıştır. Bu üç standart şunlardır:
• TS OIC/SMIIC 1: 2011 Helal Gıda Genel Klavuzu
• TS OIC/SMIIC 2: 2011 Helal Belgelendirmesi Yapan Kuruluşlar İçin Klavuz
• TS OIC/SMIIC 3: 2011 Helal Belgelendirme Kuruluşlarını Akredite Eden Akreditasyon Kuruluşu Klavuzu
Türk Standartları Enstitüsü, bu standartları esas alarak 2011 yılından itibaren Helal Gıda Belgesi vermektedir.
Bu çalışmaların paralelinde 2013 yılında Avrupa Birliği ülkelerinin ortak kararı ile CEN/TC 425 Helal Gıda Proje Komitesi’ni kurmuştur. Ülkemizin de üye olduğu bu komitenin çalışmaları henüz tamamlanmamıştır.
Helal Gıda Standartlarının İlkeleri Nelerdir
Yapılan çalışmalarda helal islami uygunluk belgelendirme çalışmalarına esas olacak helal gıda standartlarının temel prensipleri şu şekilde açıklanabilir:
• Helal gıda standartları, gıdaların sadece dinin gereklerine uygun olmasını değil, aynı zamanda temizlik ve hijyen kalitesi ve insani değerler açısından da uygun olmasını sağlamaya yöneliktir.
• Haram gıda standartları, gıdaların sadece dinin gereklerine uygun olmamasını değil, aynı zamanda temizlik ve hijyen kalitesi ve insani değerler açısından da uygun olmamasına yöneliktir.
• Helal demek, dini kurallar ve yasal düzenlemelerle izin verilmiş demektir. Kuran ve hadislerde haram olduğundan söz edilmeyen birçok besin ve gıda helaldir.
• Haram demek, dini kurallar ve yasal düzenlemelerle yasaklanmış demektir. Dini açıdan haram gıdaların yenmesi yasak ve günahtır.
Bugün helal gıda belgelendirme çalışmalarına ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi standardı temel teşkil etmektedir. Bu sistemin analiz boyutu ve hijyen koşullarına ilave olarak islami kuralların gerekleri de ele alınmakta uygunluk değerlendirmesi bu paralelde yapılmaktadır.
Helal Gıda Standartları Nasıl Uygulanmaktadır
Helal gıda standartları, gıdaların müslüman tüketicilerin inançları doğrultusunda üretilmesi için gerekmektedir. Sayısal olarak bakılırsa dünya üzerinde iki milyarın üzerinde müslüman bulunmakta ve bunun büyük bir kısmı helal gıda ile beslenmek istemektedir. Gıda sektöründe daha önce önemli bir yere sahip olan HACCP standardı ve onun yerini alan ISO 22000 standardı, üretici firmalar ve gıda zinciri üzerinde yer alan bütün işletmeler için insan sağlığını ve doğayı koruyan, aynı zamanda kaliteli üretim yapılmasını hedefleyen standartları, helal kavramı ile tam olarak uyuşmamaktadır. Uyum sağlayabilen yönleri sadece helal gıda standardının temizlik ve hijyen yönü ile ilgilidir. Oysa helal gıda standardı doğrudan doğruya gıda ürünlerinin ve onu meydana getiren katkı maddelerinin, dini prensipler açısından helal olup olmadığı ile ilgilidir.
Türk Standartları Enstitüsü, 2011 yılından itibaren belgelendirme çalışmalarını yürütmektedir. Bu konuda, TS OIC/SMIIC 1: 2011 Helal Gıda Genel Klavuzu standardını ve TSE Ürün Belgelendirme Merkezi Helal Gıda Belgelendirme Yönergesi’ni esas almaktadır. Söz konusu Helal Gıda Genel Klavuzu, İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü tarafından hazırlanmıştır.
Özetle helal islami uygunluk belgelendirme çalışmaları, gıdalar, içindeki hammadde ve katkı maddeleri, hazırlama ve işleme yöntemleri, sağlık ve temizlik koşulları ve güvenlik kuralları bakımından, dini prensipler ile tam bir uyum içindedir.
Helal gıda standardı işletmelerin faaliyet alanlarına bağlı olarak, et ürünleri, tahıl ürünleri, bitkisel ve hayvansal esaslı yağlar, şeker ve şekerleme ürünler, meşrubat (alkolsüz içecekler), genetiği değiştirilmiş gıdalar, gıda katkı maddeleri, ambalaj malzemeleri ve benzeri alanlarda faaliyet gösteren bütün işletmelere uygulanmaktadır.
Kuruluşumuz TÜRCERT Teknik Kontrol ve Belgelendirme A.Ş., helal islami uygunluk belgelendirme çalışmaları ile ilgili tereddüt duyulan her konuda yardımcı olmaya hazırdır.