İşletmelerde üretim sırasında kullanılan birçok makine, araç ve gereç titreşim yapmaktadır. Bu titreşimlerin bir kısmı hissedilmeyecek kadar az olsa da bir kısmı insan vücuduna zarar verecek boyuttadır. Düşük frekanslı titreşimlerde insanlar bir sarsıntı hissederler. Ancak titreşimler yüksek frekanslarda olursa, bu durum vücutta karıncalanmalara ve yanma hissine yol açabilir. Titreşimler genel olarak insan vücudu üzerinde fiziksel ve biyomekanik, psikolojik, fizyolojik ya da patolojik etkiler meydana getirebilir. Bu etkiler birbirleri ile yakından ilişkilidir.
Bir titreşimin en önemli özelliği frekansıdır. İnsan vücudunu etkileyen bir titreşimin frekansı 1 ila 100 Hz. arasında değişmektedir. Titreşimlerin insan vücudu üzerindeki tıbbi veya biyolojik etkisi, bu titreşimin şiddetine ve maruz kalınan süreye bağlıdır. Test amaçlı yapılan ölçümlerde, titreşime neden olan herhangi bir el aletini kullanan kişilerde el, kol ve vücudun titreşim geçirme sınırı en yüksek 5 Hz. olarak hesaplanmıştır. İkinci en yüksek seviye ise 20 ile 30 Hz. arasıdır. Titreşim enerjisi elden kola ve koldan omuza geçerken büyük bir güç kaybına uğramaktadır. Omuz eklemlerinde ise bu enerji oldukça düşer. İnsanın anatomik olarak bu yapısı elbette memnuniyet vericidir. Vücut büyük ölçüde mekanik titreşimlere tepki göstermekte ve kendini korumaktadır.
Ancak buna rağmen titreşimlerin şiddetine ve maruz kalınan süreye bağlı olarak vücutta bazı yapılar deforme olmakta, solunum hızı artmakta, oksijen tüketimi yükselmekte, daha fazla enerji harcanmakta, kalp ritmi yükselmekte ve kan basıncı artmaktadır. Keza çalışanların performansları düşmekte, algılamada bozulmalar ve merkezi sinir sisteminde aksamalar izlenmektedir. Bunun yanında kanda glikoz ve glikojen düşmektedir. Vücutta meydana gelen bu değişimlerden birçoğu titreşime maruziyet başladığı anda daha yüksektir ama zaman ilerledikçe vücut normale dönebilmektedir.
El ve kolların titreşime maruz kalmasında ya da bütün vücudun titreşime maruziyeti sonucunda ortaya çıkan etkiler şu faktörlere bağlı olarak kişiden kişiye değişebilir:
- Titreşimin frekansı
- Titreşimin şiddeti
- Titreşimin yönü
- Titreşime maruz kalınan süre
- Titreşimin uygulandığı bölge ve bu bölgenin büyüklüğü
- Titreşime maruz kalan kişinin yaşı, cinsiyeti, kişisel duyarlılığı ve genel sağlık durumu
Titreşimin frekansı düşükse etkisi daha fazladır. Titreşimin frekansı yükseldikçe titreşimin etkisi azalır. İşçi sağlığı bakımından önemli olan titreşim ölçümleri, frekans bantlarına göre yapılmaktadır.
Titreşim Ölçümünün Kapsamı Nedir?
2013 yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılan İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği esaslarına göre, işverenler, çalışanların kullanacakları ekipmanların yapılan işe uygun olmasını ve çalışanların sağlık ve güvenliğine zarar vermemesini sağlamak zorundadır. Bu nedenle çalışanların kullandıkları ekipmanların, belli aralıklarda ve belli yöntemlere uygun şekilde, yetkili kişiler tarafından test ve muayene edilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede yapılan ölçümler arasında titreşim ölçümleri de bulunmaktadır. Bu ölçümlerde esas alınacak birçok ulusal ve uluslararası standart bulunmaktadır. Titreşim ölçümleri yapılırken dikkate alınan birkaç standart şunlardır:
- TS EN ISO 5349-1 Mekanik Titreşim - Kişilerin Maruz Kaldığı Elle İletilen Titreşimin Ölçülmesi ve Değerlendirilmesi - Bölüm 1: Genel Kurallar
- TS EN ISO 5349-2 Mekanik Titreşim - Kişilerin Maruz Kaldığı, Elden Vücuda İletilen Titreşimin Ölçülmesi ve Değerlendirilmesi - Bölüm 2: İşyerlerinde Ölçme Yapmak için Pratik Kılavuz
Kuruluşumuz TÜRCERT Teknik Kontrol ve Belgelendirme A.Ş., ulusal ve uluslararası standartlara uygun olarak ve tarafsız bir yaklaşım ile ölçüm hizmetleri vermektedir. Ayrıca bu faaliyetleri sırasında, TS EN ISO/IEC 17020 Çeşitli Tipteki Muayene Kuruluşların Çalıştırılmaları İçin Genel Kriterler standardı esaslarına uymaktadır. Titreşim ölçümü konusunda daha ayrıntılı bilgilere ihtiyaç duyulursa kuruluşumuz çalışanlarına başvurabilirsiniz.