Ekolojik üretim demek, üretim aşamasında kimyasal girdilerin kullanılmadığı ve bütün üretim aşamalarının, ürünün tüketilmesine kadar kontrol altında tutulduğu üretim demektir. Ekolojik üretim çabalarının amacı, hava, toprak ve su kaynaklarını kirletmemek, çevre, bitki, hayvan ve insan sağlığını korumaktır.
İnsan nüfusunun artması, gelişen teknolojiler ve kullanılan yeni teknikler gıda güvenliğini tehdit eden fiziksel, biyolojik ve kimyasal tehlikeler yaratmakta ve bu durum insan sağlığını ciddi şekilde etkilemektedir.
Bugün çok sık dillenen, çiftlikten sofraya gıda güvenliği yaklaşımının birinci önceliği insan sağlığını korumak, ikinci önceliği ise doğayı korumaktır.
Artık bütün dünyada ülkeler ve kuruluşlar, doğaya ve gıdalara karşı daha bilinçli bir tüketim anlayışına sahiptir ve bu anlayış giderek yaygınlaşmaktadır. İnsanlar artık doğa ile dost ve insan sağlığına uygun olan gıdaları tüketmek istemektedir. Ekolojik ürünlere olan talep işte bu nedenle artmaktadır.
Ekolojik üretimde asıl hedef, doğanın sürekliliğini sağlayacak olan hava, toprak ve su kaynaklarının verimliliğini korumak ve belli bir alandan en yüksek verimi elde etmektir.
Bu arada şunu açıklamak gerekir ki, bu yöndeki faaliyetlere İngiltere’de organik, Almanya’da ekolojik ve Fransa’da ise biyolojik denmektedir. Ancak ülkeler farklı isimler verse de sonuçta ifade ettikleri anlam ortaktır.
Ekolojik üretim tanımlamalarının birçoğunda sürdürülebilirlik kavramı ön planda tutulmaktadır. Üretimin sürdürülebilir olması, sadece doğal kaynakların uzun vadede korunması ve verimli olmasının garanti altına alınması değil, ekonomik, sosyal ve ekolojik açılardan dengeli bir üretim sistemini de ifade etmektedir.
Ülkemizde Ekolojik Ürün Çalışmaları
Dünyada ve ülkemizde ekolojik üretim veya organik üretim hızla artmaktadır. Ülkemizde henüz ekolojik ürün kavramı toplumda istendiği şekilde yerleşmemiş, bu bilinç oturmamış olduğundan, ülkemizde ekolojik üretim daha çok ihracat potansiyeline dayalı olarak gelişmektedir. Ülkemiz ekolojik üretim için çok uygun koşullara ve yüksek ihracat potansiyeline sahip olmasına rağmen, ne yazık ki dünya ekolojik gıda pazarında büyük bir paya sahip değildir.
Ekolojik üretim faaliyetleri sadece gelişmiş ülkelerde değil, gelişmekte olan ülkelerde de yaygınlaşmaktadır. Böyle olmasında, gelişmiş ülkelerde insanların doğaya ve kendi sağlıklarına verdikleri önemin etkisi fazladır. Özellikle Avrupa, kuzey Amerika ve Okyanusya kıtalarında ekolojik ürünlere olan talep artmaktadır. Gelişmiş ülkelerde yetiştirilmesi güç olan ekolojik ürünlere olan talep, uluslararası ticaretin gelişmesine de neden olmaktadır. Bu açıdan ülkemizin ekolojisi, ekolojik üretime uygundur ve gelen talepleri karşılayabilmek için ekolojik üretime daha fazla önem vermek zorundadır.
Ülkemizde ekolojik üretim çalışmaları gelişmiş ülkelerde olduğu gibi çiftçiler tarafından değil, gelişmiş ülkelerdeki ekolojik tarım firmalarının temsilcileri ile başlamıştır. Örneğin ilk olarak ekolojik üretim, Ege Bölgesi’nde bulunan az sayıdaki üzüm üreticisine, Avrupalı ekolojik tarım şirketlerinin temsilcileri tarafından tanıtılarak başlatılmıştır. Talep arttıkça ekolojik üretim çeşitlenmiş ve 1980’li yıllarda ülke geneline yayılmaya başlamıştır.
Genel olarak ülkemizde uygulanan ekolojik üretim modeli, Avrupalı şirketler ile ekolojik üretim yapacak üreticiler arasında yapılan sözleşmeli tarım şeklindedir. Proje bazlı çalışmalar yürütülmektedir. Yapılan sözleşmelerde üreticiler, sentetik gübre ve tarım ilacı kullanmamayı, uygun ekolojik girdi kullanmayı ve tarım yöntemleri uygulamayı taahhüt etmektedir.
Bu durumun kanıtlanması için de kontrol ve belgelendirme işlemleri, üretici ve pazarlama şirketlerinden bağımsız olarak, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve Avrupa Birliği tarafından yetkilendirilen ve akredite olan kontrol ve belgelendirme kuruluşları tarafından yerine getirilmektedir.
ECOMark Standardı Nasıl Oluşturulmuştur?
Ekolojik üretim yöntemleri ile üretilen ürünlerin iç ve dış piyasalara sunulmasında kontrol ve belgelendirme çalışmaları, ekolojik üretimin en önemli aşamasıdır. Çünkü ekolojik ürünler üzerinde yer alan etiketler, tüketicilerin bu ürünlere olan güveni arttırmaktadır.
Doğayı koruma bilinci yükselmekte ve üreticiler ve tüketiciler, ürünlerin üretilmesi, tüketilmesi ve atık olması aşamalarında çevre üzerindeki etkilerine daha fazla önem vermektedir. Çevre etiketleri, ürünlerin ne kadar çevre dostu olabildiklerini, doğaya karşı duyarlılıklarını ve çevre ile ilgili gereklilikleri ne kadar yerine getirdiklerini gösteren önemli birer uygulamadır.
TÜRCERT Teknik Kontrol ve Belgelendirme A.Ş. bu düşünceden yola çıkarak ECOMark Ekolojik Ürün standardını geliştirmiştir. ECOMark çevre etiketini taşıyan ürünler, tüketicilerin çevre dostu ürünlere daha çok yönelmesini sağlamaktadır.
ECOMark standardı tamamen ülkemiz koşulları esas alınarak tasarlanmıştır ve ürünleri üzerine ECOMark etiketini kullanma izni alan üretici firmalar ciddi bir rekabet avantajı elde etmekte ve tüketicilere ürünlerinin güvenilirliği konusunda sağlam bir kanıt sunmuş olmaktadır.
ECOMark standardı, sadece Avrupa Birliği ülkelerinde değil, doğanın korunmasına ve insanın sağlığına önem veren bütün ülkelerde dağıtılmak, tüketilmek veya kullanılmak üzere gönderilen ürünler için geçerli olmaktadır.
ECOMark etiketi taşıyan ürünler şu özelliklerini kanıtlamış olmaktadır:
• Bu ürünler doğal ortama hiç zarar vermemekte ya da verdikleri zarar belirlenen limitler içinde kalmaktadır.
• Bu ürünler doğal koşullara uygun olarak üretilmiştir.
• Bu ürünler doğal ortamda kısa sürede ve kendiliğinden yok olmaktadır.
• Bu ürünler üzerindeki ambalajın doğaya olumsuz bir etkisi yoktur.
• Bu ürünlerin kaliteli olduğunun bir garantisi değildir ama kaliteli olduğunu gösterir.
ECOMark Standardının Yasal Dayanağı Nedir?
Avrupa Birliği’nde uygulanan Çevre Etiket Sistemi veya Eko-Etiket Sistemi, 1992 yılında Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi tarafından kurulmuştur. İlgili tüzük 2010 yılında güncellenerek, 66/2010/EC sayılı Eko-Etiket Tüzüğü olarak yeniden yayınlanmıştır. ECOMark standardı hazırlanırken bu tüzük esas alınmıştır.
Avrupa Birliği’nde uygulanan Çevre Etiket Sistemi’nde ekolojik ürünlerin bütün yaşam döngüsü ele alınmakta ve bu süreçte üretim çalışmalarının ve ürünlerin doğaya verdikleri olumsuz etkileri düşürmek amacı ile, ürün grupları bazında kriterler tespit edilmektedir. Belli aralıklarla toplanan çalışma grubu, belirlenen kritelerin uygulanabilirliğini, çeşitli analizleri, çevre ve pazar araştırmalarını ve ürünlerin mevcut yaşam döngüsünü dikkate alarak ürün gruplarında gerekli değişiklikleri yapmaktadır. Bu çalışmalar yapılırken ve ürün grupları için kriterler belirlenirken, ürünlerin en fazla hangi aşamada doğaya etki yaptığı konusuna odaklanılmaktadır. Örneğin tekstil üretiminde en fazla boyama, ağartma veya baskı aşamalarında çevresel etkiler yüksektir. Bunun yanında elektronik ürünler en fazla, kullanımları sırasında çevre riski yaratmaktadır.
ECOMark Standardı Belgelendirme Çalışmaları
İşletmelerinde ECOMark standardını uygulayan ve ECOMark Belgesi almak isteyen firmaların, bir başvuru formu ile kuruluşumuza veya TÜRCERT Teknik Kontrol ve Belgelendirme A.Ş.’ne müracaat etmeleri gerekmektedir.
Başvuru sonrasında öncelikle TS EN ISO 14024 standardı (Çevre Etiketleri ve Beyanları - Tip 1: Çevre Etiketlemesi - Prensipler ve Yöntemler) çerçevesinde ve ulusal ve uluslararası standartlar da dikkate alınarak, ürün grubu ile ilgili çevresel yararlar değerlendirilir. Arkasından ürün için doğrulama yapılır. Yani belgelendirme talep edilen ürünün, doğru ürün grubunda olup olmadığı tespit edilir.
Bundan sonra ürerici firma ile bir sözleşme yapılır. Bu sözleşme, verilecek hizmetin koşullarını ve taraflara düşen sorumluluk ve yükümlülükleri belirlemek amacı ile yapılmaktadır.
Sözleşme imzalandıktan sonra gerekli test, muayene ve inceleme çalışmaları başlatılır. Bunun için firmadan, ürünlerin Eko-Etiket kriterlerini karşıladığını kanıtlayan belgeler, beyanlar, raporlar ve benzeri bilgiler talep edilir. Yapılacak ön değerlendirme sonrasında, ürünün, test ve analiz çalışmalarının yapılabilmesi için, firmadan ürün örnekleri istenir. Ürüne ECOMark etiketinin konulabilmesi için, alınan örneğin Avrupa Birliği Eko-Etiket Kurulu tarafından tespit edilen kriterlere uygun olması gerekmektedir.
Örnekler için yapılacak testlerin mutlaka ISO 17025 Deney ve Kalibrasyon Laboratuarlarının Yeterliliği İçin Genel Şartlar standardına uygun çalışan laboratuvarlarda veya bu standarda eşit kabul edilen bir sistem tarafından akredite edilen bir laboratuvarda yapılması gerekmektedir. Avrupa Akreditasyon Kurumu’nun internet sitesinde bu laboratuvarların listesi bulunmaktadır.
Yapılacak testler ile, ürünün, tarladan toplanmasından işlenmesine, tüketilmesine ve yok edilmesine kadar, bütün süreçlerde çevreye olan etkilerinin düşürülmüş olduğu araştırılır.
Belgelendirme çalışmalarının son adımı ise etiket kullanım izninin verilmesidir. Ürünlerin ECOMark standardına ve Avrupa Birliği tarafından ürün grupları bazında belirlenen kritelere uygun olduğu ve gerekli koşulları sağladığı tespit edildikten sonra üretici firmaya, ECOMark etiketini kullanma izin verilir.
ECOMark Ekolojik Ürün Belgelendirmesi Hangi Firmaları Kapsar?
ECOMark standardı, üretim ve hizmet sektörlerinden birçok ürün grubunu kapsamaktadır. Bir yandan da hem bu ürün gruplarının kapsamı hem de her ürün grubunda yer alan ürünlerin sayısı devamlı gelişmektedir. Bir ürüne ECOMark etiketi kullanma izni verilebilmesi için, hem ECOMark standardını hem de en iyi uygulama ve performans koşullarını sağlaması gerekmektedir.
Aşağıda ECOMark standardı kapsamına giren ürün grupları gösterilmiştir. Bu ürünleri üreten üretici firmalar doğal olarak ECOMark Ekolojik Ürün Belgelendirme kapsamına girmektedir:
- Temizlik ürünleri (genel temizleyiciler, bulaşık makinesi deterjanı, bulaşık deterjanı, çamaşır deterjanları, sabun, şampuan ve saç kremleri)
- Giyim ürünleri (ayakkabılar, tekstil ürünleri)
- Ev içi kendin yap ürünleri (boya ve vernikler)
- Elektronik ürünler (kişisel bilgisayarlar, dizüstü bilgisayarlar, televizyonlar)
- Zemin kaplamalar (ahşap kaplamalar, halılar, sert zemin kaplamaları)
- Mobilyalar (ahşap mobilyalar)
- Bahçe malzemeleri (yetiştirme ortamı, toprak iyileştiriciler)
- Ev içinde kullanılan ürünler (ampuller, ısı pompaları)
- Yağlar
- Yatak takımları (şilteler)
- Kağıt ürünleri (fotokopi ve grafik kağıtları, tuvalet kağıtları)
- Hizmetler (kamp alanları, turistik konaklama tesisleri)
Avrupa Birliği tarafından Eko-Etiket uygulaması kapsamına giren ürün grupları belirlenirken, genel olarak şu koşullar aranmaktadır:
- Ürünün ulusal piyasada yüksek bir satış hacmini temsil etmesi gerekir.
- Ürünlerin üretilmesi, kullanılması ve atık olması aşamalarının en az birinde (yani yaşam döngüsü içinde), bölgesel veya küresel ölçekte çevreye bir etkisi olmalıdır.
- Ürünlerin, Eko-Etiket için gerekli kriterleri sağlaması ve piyasaya bu ürünlerin sunulması, hem tüketici seçimleri açısından hem de üretici firmalar açısından teşvik edici özellikte olmalıdır.
- Ürünlerin satış hacminin önemli bir kısmı, son kullanıcı için gerçekleşiyor olmalıdır.
ECOMark Ekolojik Ürün Sistemi’nin İlkeleri Nelerdir?
ECOMark standardı hazırlanırken, ülkemizin ve yerkürenin doğal kaynaklarının korunması ve toplumda, sürdürülebilir bir tüketim anlayışının yerleşmesi hedeflenmiştir. Doğa hergün daha fazla kirlenmektedir ve bunun önüne geçmek bütün insanların ve kuruluşların yükümlülüğüdür.
ECOMark Ekolojik Ürün Sistemi’nin ilkeleri şu şekilde açıklanabilir:
- Üretim tesisleri ve işletmeler, sürdürülebilir bir üretim anlayışını benimsemek zorundadır. Bütün çevre koruma önlemleri, bu standart ile uyumlaştırılmıştır.
- ECOMark standardı kriteleri, onarıcı değil önleyici niteliktedir. Problemler henüz ortaya çıkmadan önlenmelidir.
- Çevre politikaları gereğince, çevreye olumsuz etki yapacak herhangi bir faaliyetin sonuçları konusunda bir endişe duyuluyorsa, bu durum bilimsel olarak henüz kanıtlanmamış olsa bile, bu faaliyet için önlem alınması gerekmektedir.
- Tüketiciler mutlaka çevrenin korunması ve insan sağlığı açısından bilinçlendirilmelidir.
Kuruluşumuz TÜRCERT Teknik Kontrol ve Belgelendirme A.Ş., insan sağlığı ve doğanın korunması açısından bu büyük tehlikelerin farkındadır ve bu konuda sosyal sorumluluğunu yerine getirmeye çalışmaktadır. Bu arada ECOMark ekolojik ürün belgelendirme çalışmalarını, ulusal ve uluslararası akreditasyon kuruluşlarından aldığı yetkiye dayanarak gerçekleştirmektedir.