ISO22716KozmetikKaliteYönetimSistemi

ISO 22716:2007

Uluslararası onaylı ve akredite;
ISO 22716 Kozmetik Kalite Yönetim Sistemi Belgelendirme ve Sertifikasyon Hizmetleri

ISO 22716 Kozmetik Kalite Yönetim Sistemi

Arkeooljik bulgulara göre kozmetik ürünler, MÖ 4000 yıllarında bile eski Mısır’da kullanılıyormuş. Eski Yunan ve Roma döneminde de bu ürünlerin kullanıldığı görülüyor. Aslına bakılırsa o dönemlerde zehirli etkileri bilinmediği için güzelleşmek uğruna civa ve kurşun bile kullanılmış. Antik Mısır’da sıkça göz altını boyamakta kullanılan rastık, bakır, kurşun ve odun isi gibi maddelerden üretiliyormuş. İncil’de de parfüm olarak bir ağacın özü (boswellia) ve bir kahve çeşidinin (myrrh) kullanıldığı yazılıdır. Antik Efes şehrinde de insanlar, yanlarında aromatik kokulu yağ torbacıkları ile gezermiş.

Afrika yerlilerinin kına ve rastık kullandıkları, Amerika yerlilerinin bitki boyaları ve is kullanarak yüz ve vücutlarını boyadıkları biliniyor. Orta doğuda ise kozmetik ürünlerini sadece Perslerin (eski İranlıların) kullandıkları biliniyor. Arap kabileleri dinin de etkisi ile kozmetik ürünler kullanmamışlardır. Müslümanlar çok sonraları kozmetik ürünleri kullanmaya başlamışlardır. 900’lü yıllarda yaşamış bir Arap bilim adamı (Ebu El Kasım El Zahravi) 30 ciltlik bir tıp kitabı yazmış ve bunun bir cildini sadece kozmetik ürünlere ayırmıştır. Daha sonra Latinceye çevrilen bu eserde kozmetik, tıbbın bir kolu olarak kabul edilmiş ve kozmetik güzellik ilacı ifade edilmiştir.

Ortaçağ Avrupası’na gelince. Rönesans’a kadar olan dönemde halk genelde tarımda çalıştığı için esmerleşiyordu, buna karşılık soylular beyaz kalıyordu. Bu yüzden insanların ten rengi, soylu olup olmadıklarını gösteriyordu. Soylular tenlerini daha beyaz gösterebilmek için de yüzlerine pudra veya arsenik karışımlı beyaz kurşun sürüyorlardı. Kraliçe Birinci Elizabeth’in yüzünü beyaz kurşunla süsleyen siması, tarihe gençlik maskesi olarak geçmiştir.

Anadolu ise yüzyıllar boyunca ipek yolu üzerinde bulunmuştur. Bu nedenle dünyada ne yapılmışsa Anadolu’ya da gelmiştir. Örneğin el ve ayakları boyamak için kına, saçı güçlendirmek ve rengini değiştirmek için kil kullanılımıştır.

Yirminci yüzyılın başlaması ile birlikte özellikle Avrupa ve Amerika’da makyaj yapmak moda haline gelmiştir. Bunda opera, bale, tiyatro ve müzikal gibi sahne sanatlarının çok etkili olduğu görülür. Ancak kozmetik kullanımının asıl hız kazanması Hollywood’da ortaya çıkan sinema sektörü iledir. Bugünün büyük kozmetik firmaları bu dönemde kurulmuştur.

1888 yılında ilk deodorantlar, 1907 yılında ilk sentetik saç boyası, 1920’li yıllarda yeni nesil kırmızı rujlar ve ojeler, 1936 yılında ise ilk güneşten koruyan krem kullanılmıştır.

1990’lı yıllarla birlikte yaşlanma karşıtı ve bilimsel verilere dayanan kozmetik ürünler, formülünde doğal maddeler bulunan ürünler, doğaya zarar vermeyen kozmetikler, organik saç boyaları, içinde zararlı madde bulunmayan şampuanlar ve erkekler ve çocuklar için özel kozmetikler üretilmeye başlanmıştır.

Kozmetik ürünlere olan talep gün geçtikçe daha yükselmektedir. Böyle olduğu için de taklit ürünler veya kalitesiz maddeler kullanılarak yapılan ürünler piyasa sürülmektedir. Bu nedenle kozmetik ürünlerden bir zarar görmemek için insanların bilinçli hareket etmeleri ve aldıkları ürünlerin içeriğine çok dikkat etmeleri gerekmektedir.

Dünya kozmetik pazarının büyüklüğünün 250 milyar Dolar olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde de sadece 2 milyar Dolar civarındadır. Üstelik bu pazarın yüzde 80’i yabancı markaların kontrolü altındadır. Avrupa ülkeleri kozmetiğe kişi başına 150 Dolar harcıyor, ülkemiz ise 30 Dolar. Ancak Avrupa yaşlanırken ülkemizde genç nüfus büyümektedir. Bu nedenle ülkemizde de kişi başına düşen kozmetik harcamasının yükseleceği beklenmektedir.

Kozmetik Ürünler İle İlgili Yasal Düzenlemeler

2005 yılında Kozmetik Kanunu çıkarılırken şu amaçlar hedeflenmiştir:

  • Kozmetik ürünlerin insanlar için güvenli, etkili ve kaliteli bir şekilde üretilmesi
  • Kozmetik ürünlerin piyasaya sunulmadan önce bildirimde bulunulması
  • Piyasaya sunulan kozmetik ürünlerin gözetim ve denetimlerinin yapılması
  • Kozmetik ürünlerin üretim yerlerinin denetlenmesi

Bu kanuna dayanılarak Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan Kozmetik Yönetmeliği’nin amaçları da şu şekilde açıklanmıştır:

  • Kozmetik ürünlerin, insanların yanılmasına yol açmayacak ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde üretilmesi
  • Kozmetik ürünlerin, doğru ve anlaşılabilir bilgiler ile tüketiciye sunulması
  • Kozmetik ürünlerin sahip olmaları gereken teknik niteliklerinin, ambalaj bilgilerinin, çeşitli bildirimlerin, piyasaya sunulmalarının, piyasa gözetim ve denetimlerinin yapılmasının, üretim yerlerinin denetlenmesinin ve alınacak önlemlerin usul ve esaslarının belirlenmesi

Söz konusu yönetmelik hazırlanırken, Avrupa Birliği tarafından kozmetik ürünleri ile ilgili olarak çıkarılan 76/768/EEC sayılı Konsey Direktifi ve 96/335/EC sayılı Komisyon Kararı esas alaınmıştır.

ISO 22716 Kozmetik İyi Üretim Uygulamaları Sistemi

Uluslararası Standartlar Organizasyonu tarafından 2007 yılında, kozmetik sektörünün ihtiyaçlarını karşılamak ve kozmetik sektörü tarafından kullanılmak üzere ISO 22716 Kozmetik İyi Üretim Uygulamaları Sistemi standardını yayınlamıştır.

Kozmetik ürünler insan sağlığını doğrudan etkiledikleri için bu ürünlerin güvenilir koşullarda ve belirlenmiş standartlara uygun şekilde üretilmesi gerekmektedir.

ISO 22716 standardından önce de sadece kozmetik değil ilaç, gıda, tıbbi cihazlar ve benzeri ürünlerin, olması gereken üretim koşullarını açıklayan bir kılavuz niteğinde GMP (Good Manufacturing Practices, İyi Üretim Uygulamaları) standardı bulunuyordu. Bu standartın amacı da etkin ve güvenilir ürünler üretilmesini sağlamaktır. ISO 22716 standardı geliştirilirken GMP standartlarına odaklanılmıştır.

ISO 22716 Kozmetik İyi Üretim Uygulamaları Sistemi, her türlü kozmetik ürünün üretiminde, hammadde temininden başlayarak, ürünlerin test edilmesi ve paketlenmesine kadar çeşitli aşamalarında, kalite sistemi yaklaşımı getirmektedir.

ISO 22716 Belgesi Almak Gerekli midir?

Avrupa Birliği’nde 1976 yılında beri kozmetik ürünlerinin üretimi ve kullanımı konusunda sınırlayıcı ve yönlendirici bir takım direktifler çıkarılmıştır. Bu düzenlemeler sadece kozmetik ürünlerinin üretim faaliyetleri ile ilgili değildir. Kozmetik ürünlerin etiketleri, sunum şekli, kullanım şekli konusunda yapılan açıklamalar ve üretici firmalar tarafından verilen bilgiler ile de ilgilidir. Normal koşullarda kozmetik ürünlerin, kullanıldığı zaman insan sağlığına zarar vermemeleri gerekmektedir. ISO 22716 standardı da aynı esasları kapsamaktadır. Kozmetik üreten firmalar, ISO 22716 standardını işletmelerinde kurduklarında ve bu standarda uygun üretim yapmaya başladıklarında, bir belgelendirme kuruluşuna müracaat ederek ISO 22716 Kozmetik İyi Üretim Uygulamaları Sistemi Belgesi alabilirler. Bu belgeyi almak bir zorunluluk olmasa da firmanın bu yolda elede edeceği kazanımlar çok olacaktır. Örneğin,

  • Firma ulusal ve uluslararası pazarlarda rekabet gücü kazanacaktır.
  • Firmanın piyasadaki imajı ve itibarı yükselecekir.
  • Gerekli yasal düzenlemelere de uyulacağı için, firmalar bu şekilde Sağlık Bakanlığı denetimlerine hazırlıklı olacaktır.
  • Çalışanların motivasyonu yükselecek, bu durum üretim kalitesini arttıracak, maliyetleri düşürecektir.

ISO 22716 standardı sadece üretim faaliyetleri ile sınırlı değildir. Aynı zamanda denetim, depolama ve sevkiyat faaliyetlerini de kapsadığı için bu standart, tüketici güvenliğini de sağlamaktadır.

ISO 22716 Kozmetik İyi Üretim Uygulamaları Sistemi’nin İlkeleri Nelerdir?

Artık sadece Avrupa Birliği ülkelerinde değil bütün dünya ülkelerinde müşterilere sunulan kozmetik ürünlerinin, ISO 22716 standartlarına göre üretilmesi bir zorunluluktur. Formülündeki zararlı maddeler kadar ürünlerin etiketlenmesi ve müşterilere daha kapsamlı olarak sunulması açısından da ISO 22716 standardı önem taşımaktadır.

Bu bakımdan ISO 22716 Kozmetik İyi Üretim Uygulamaları Sistemi’nin birinci ilkesi, bu ürünleri kullanan kişilerde güven uyandırmaktır. Bu standardı uygulayan üretici firmalar, müşterilerin tereddütlerini ortadan kaldırmakta ve güven duygusu yaratmaktadır.

Standardın ikinci ilkesi, üretici firmalarda bir farklılık yaratmaktır. Bu sayede önemli bir rekabet avantajı elde edilmektedir.

Nihayet standardın üçüncü ilkesi ise, firmanın kalite standardını yükseltmektir.

Kuruluşumuz TÜRCERT Teknik Kontrol ve Belgelendirme A.Ş., ISO 22716 Kozmetik İyi Üretim Uygulamaları Sistemi belgelendirme çalışmalarını, ulusal ve uluslararası akreditasyon kuruluşlarından aldığı yetkiye dayanarak gerçekleştirmektedir.

 

 



ISO 22716 Belgesi Almak İstermisiniz