Bir Kızılderili atasözü vardır. Der ki, son ağaç kesildiği zaman, son nehir zehirlendiği zaman ve son balık öldüğü zaman, paranın yenilemeyeceğini göreceksiniz. Ne yazık ki yaklaşmakta olan felaketi çok güzel anlatır bu sözler. Enerjinin bilinçsiz ve sorumsuzca fazla kullanılması sonucunda çevre kirleniyor, doğal kaynaklar hızla tükeniyor ve maalesef enerji için hergün daha yüksek miktarda para ödeniyor.
İnsan yaşamını devam ettirmek için üç unsura ihtiyaç bulunmaktadır: madde, enerji ve bilgi. Enerji maddeyi üretmek için gereklidir, bilgi ise enerjinin verimli kullanılması için gereklidir. Yerküre, iklim değişiklikleri ve çevre problemleri yüzünden ciddi bir tehlike altındadır. Bu nedenle de doğanın korunması, hava kirliliğinin önlenmesi ve insan sağlığı açısından stratejiler geliştirilmektedir. Bu süreçte proje ve endüstriyel strateji planlamalarında sürdürülebilir gelişme kavramı öne çıkmaktadır. Sürdürülebilir gelişme açısından enerjinin verimli kullanılması, sadece finansal bakış açısından değil, daha da önemli olarak sınırlı doğal kaynakların korunması ve çevre kirlenmesinin önlenmesi bakımından enerji tasarrufunu içine almaktadır. Enerji yönetim sistemlerinin ortaya çıkması ve enerjinin verimli kullanımı bu nedenle önemli olmuştur.
Gelişmekte olan ülkeler enerji politikalarını belirlerken, ekonomik büyüme, enerji güvencesi ve çevre koruma koşullarını birarada tutmaktadır. Enerji tasarrufu, üretimde ve günlük yaşamda herhangi bir eksilme olmadan enerjiyi verimli kullanmak, aynı işi daha az enerji kullanarak yapmak demektir. Bugün sadece ülkemizde değil bütün dünyada enerji tüketimi hızla artmaktadır. Bunun sonucunda doğal kaynaklar bilinçsiz bir şekilde ve hızla tüketilmeye başlanmıştır. Bu bilinçsiz tüketim, enerji kaynaklarının daha verimli kullanılmasını gündeme getirmiştir. Ayrıca tüketim sonucunda ortaya çıkan her türlü gaz, katı ve sıvı atıklar kontrolsüz bir şekilde doğaya bırakıldığı için de önemli bir çevre kirliliği yayılmaya başladığından bunun önlenmesi yönünde arayışlar başlamıştır.
Üretilen enerjinin hemen hemen üçte biri sanayi sektöründe tüketilmektedir. Oysa bu enerjinin önemli kısmı, enerji tasarruf önlemleriyle geri kazanılabilir. Enerji tasarrufu yapıldığı takdirde hem enerji darboğazından kurtulmak mümkün olacak hem de sanayi firmaları enerji maliyetlerini düşürerek rekabet gücü kazanacaktır.
Enerji tasarrufu derken, enerji üretiminin düşürülmesi veya kısıtlanması kasdedilmemektedir. Enerji tasarrufu yapmak, kullanılan enerji miktarını değil, üretim sırasında ürün başına tüketilen enerji miktarını düşürmek demektir. Enerji maliyetlerini düşüren bir firma, aynı miktarda ürün ve hizmetleri daha az enerji kullanarak ya da aynı miktar enerji ile daha fazla üretim yaparak rekabet gücünü arttıracaktır.
Biilnçsiz Enerji Kullanımının Çevre Etkileri Nelerdir
Kömür veya petrol benzeri fosil yakıtlar kullanıldığında karbondioksit gazı oluşur. Milyonlarca yıldır en fazla 280 ppm olan karbondioksit seviyesi, bugün 360 ppm seviyesine çıkmıştır. Diğer sera gazları ile kıyaslandığında karbondioksit yüzde 55 oranında doğal sıcaklık dengelerini bozmaktadır. Bugün küresel ısınma olarak ifade edilen olayın nedeni budur.
Küresel ısınmanın oluşmasında sera etkisinin rolü fazladır. Güneşten gelen kısa dalga ışınlarının geçmesine izin veren gaz tabakası, dünya üzerinden yansıyan uzun dalga ışınların büyük bir kısmını tutmaktadır. Atmosferde dengesizlik yaratan bu duruma sera etkisi denmektedir.
Atmosfere bırakılan diğer sera gazları ise karbonmonoksit, kükürtdioksit, zehirli gazlar ve radyoaktif maddelerdir. Ayrıca termik santrallerde ve sanayide kullanılan kömür, atmosfere kül de göndermektedir. Kül ise kurşun, civa, arsenik ve kadmiyum içermektedir ve havayı ciddi oranda kirletmektedir.
Fosil yakıtlar bu şekilde kullanılmaya devam ettiği takdirde, ileride yerküreyi aşırı kuraklık, deniz seviyesinin yükselmesi ile su baskınları, fırtınalar ve ultraviyole ışınların artması gibi küresel değişimler beklemektedir. Bu da doğanın ekolojik dengesinin bozulması demektir.
Ülkemizde Enerji Yönetimi Çalışmaları
Enerji Yönetimi konusunda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından ilk adım 1995 yılında atılmıştır. Bu tarihte çıkarılan enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğin artırılmasına dair yönetmelik şu amaçlarla enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğin artırılmasına yönelik esasları düzenlemiştir:
- Enerjinin etkin kullanılması
- Enerji israfının önlenmesi
- Enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi
- Çevrenin korunması
Bu yönetmelikte, enerji verimliliğinin arttırılması için şu hususlara uyulması istenmiştir:
- Yakıtların mevcut yakma sisteminde en verimli şekilde kullanılarak yakılması
- Isı yalıtımının yapılması
- Isı transferi veriminin arttırılması
- Atık ısı geri kazanımı
- Otomatik kontrol uygulamaları
- Elektrik sistemlerinde verimin arttırılması
Neden ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Tasarlanmıştır
Enerjinin kullanımından vazgeçilemeyeceğine göre yapılması gereken iş enerjiyi verimli kullanmaktır. Gittikçe azalan enerji kaynakları, buna karşılık artan çevre kirliliği yüzünden bugün enerji yönetimi büyük önem taşımaktadır. ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi standartları bu amaçla geliştirilmiştir.
Birleşmiş Milletler Sanayi Kalkınma Örgütü, bir enerji yönetim sistemi standardı ihtiyacını dile getirmiş, Uluslararası Standartlar Organizasyonu da 2008 yılında Enerji Yönetimi Komitesi’ni kurarak çalışmalara başlamıştır. Çalışmalar 2011 yılında tamamlanmış ve bu tarihte ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi standartları yayınlanmıştır. ISO 50001 standardı, ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve BS 16001 Enerji Yönetim Sistemi standartları ile uyumlu olarak tasarlanmıştır.
ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Belgesi’ni Hangi Firmalar Almalı
Bugün bir ürün veya hizmet üreten işletmelerin hemen tamamı bir şekilde enejiye ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle hangi sektörde faaliyet gösteriyor olursa olsun ve ne büyüklükte olursa olsun bütün firmalar ISO 50001 standardını işletmelerinde kurabilir ve uygulayabilir. Bu firmalar aynı zamanda akredite bir belgelendirme kuruluşuna müracaat ederek ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Belgesi de alabilirler. Teorik olarak bu şekilde ifade edilse de eğer firma çok yoğun enerji kullanıyorsa, ya da sera gazı salınımları açısından mevcut yasal düzenlemeler karşısında sorumlulukları bulunuyorsa, bu firmanın mutlaka ISO 50001 standardını kurması ve uygulaması gerekmektedir.
Yüksek enerji tükenen sanayi kuruluşları açısından enerji maliyetleri, gün geçtikçe artan bir maliyet unsuru haline gelmiştir. Bu maliyetleri kontrol altında tutmak ancak sitematik bir uygulama ile mümkün olabilir. Bu nedenle ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi standardı önemli bir fonksiyona sahiptir.
Bu yüzden enerji kullanarak faaliyetlerini sürdüren bütün firmaların ISO 50001 standardını uygulaması ve ISO 50001 Belgesi alması gerekir demek yanlış olmaz.
Dünya enerji kaynaklarının tükeniyor olması ve küresel ısınmanın yarattığı kötü sonuçlar yüzünden bugün birçok firma çevreye karşı olan sorumluluklarını sorgulamakta ve enerji verimliliklerini yükseltmek için çaba göstermektedir. Bu firmalar için enerji kaynaklı maliyetlerini düşürmenin ve enerji kayıplarını önlemenin en etkin yolu, ISO 50001 standardını uygulamaktan geçiyor. Bu standart sayesinde aynı zamanda firmanın, sera gazı emisyonları ile ilgili yasal düzenlemelere uyumlu faaliyet göstermesi de kolaylaşmış olmaktadır.
ISO 50001 standardını uygulayan firmalar, aksiyon almak, enerji tüketimi konusunda hedef belirlemek, enerji performans göstergeleri oluşturmak, enerji verimliliği sağlamak, iyileştirme fırsatlarını belirlemek konusunda daha sistematik davranabilmektedir.
ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi kurmanın bu firmalara sağladığı faydalar ise şu şekilde sıralanabilir:
• Firmanın enerji maliyetleri düşer.
• Sera gazı emisyonları düşer (bu aynı zamanda yasal bir yükümlülüktür)
• Firma enerji kaynakları konusundaki riskleribi belirler
• Firma içinde enerji yönetimi konusunda farkındalık yaratılmış olur.
• Firmanın enerji politikaları ve hedefleri resmiyet kazanır
• Firma, Kalite Yönetim Sistemi ve Çevre Yönetim Sistemi gibi diğer sistemlerle kolayca entegrasyon sağlayabilir
Enerji Yönetim Sistemi Hangi İlkelere Sahiptir
ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi standardı Uluslararası Standartlar Organizasyonu tarafından hazırlanmıştır ancak bu standartlar hazırlanırken, altmıştan fazla ülkenin enerji yönetimi konusundaki yöneticileri ve uzmanları bir araya gelmiştir. Ortaya çıkan ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi, bir firmanın enerji tüketimini sağlayacak aksiyon planlarını yapması, tüketimi düşürecek hedefleri belirlemesi, enerji tüketimini izlemesi ve performans göstergeleri oluşturması için son derece önemli bir araçtır.
Bu sistemin kabul ettiği temel prensipler şunlardır:
- İklim değişikliklerin yaşandığı, küresel ısınmanın arttığı ve doğal kaynakların tükenmeye başladığı bugün enerji tasarrufu büyük önem taşımaktadır
- Gelecek nesiller için enerji güvenliği, fosil yakıtların tükenmesi ve sera gazı salınımlarının kontrol altına alınması son derece ciddi boyuttadır
- Firmalar için, Enerji Yönetim Sistemi’ni kurmak kadar bu sistemi sağlıklı yürütmek de önemlidir
- Etkili bir enerji ve çevre yönetim sistemi hayata geçirmek için çalışanların da aynı bilinçe sahip olması gerekir
- Firmaların artık daha somut ve kabul edilebilir enerji hedefleri belirlemesi gerekir
ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi’nin Önemi
Küreselleşen dünyada iklim değişiklikleri, enerji kaynaklarına duyulan talebin gittikçe artması, aynı paralelde enerji maliyetlerinin yükselmesi, daha da zorlaşan rekabet koşulları, enerji konusunda yaşanan problemler, enerji kaynaklarının etkin kullanılmasını zorunlu kılmıştır. Enerji tasarrufu ve enerji verimliliği konuları bu nedenle günümüzde daha çok dile getirilmektedir. Bu durum sonuç olarak enerji yönetiminin önemini ortaya çıkarmaktadır.
Enerji yönetimi çalışmaları, enerji verimliliğinin iyileştirilmesi yanında, işletmelerde enerji kullanımlarının incelenmesi, analiz edilmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi birçok noktada fırsatların yakalanmasına yardımcı olmaktadır. Bu yüzden işletmelerde enerji kullanımının etkin bir şekilde yönetilebilmesi için firmanın organizasyon yapısında değişiklikler de gerekebilir. Bu konu öyle ciddi bir boyuta ulaşmıştır ki, bünyelerinde enerji ünitesi bulunmayan firmalar rekabet etmekte zorlanacaklardır. Her firmanın mutlaka bir enerji politikası olmak zorundadır.
Diğer yönetim sistemlerinde olduğu gibi ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi’nde de, planla, uygula, kontrol et, önlem al döngüsü (PUKO döngüsü) esas alınmak zorundadır. Bu dört unsur biribirinden ayrı düşünülmemelidir. Enerji Yönetimi çalışmalarında başarı elde etmek için mutlaka bütünsel bir yaklaşım gerekmektedir.
Bir firmada ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi’nin uygulanıyor olması, firmanın rekabet gücünü artırmak için önemli bir avantajdır. Bu nedenle bu sistemi uygulayan ve ISO 50001 Belgesi alan firmaların sayısı her gün artmaktadır. Yöneticiler, iyi bir enerji yönetim planınına sahip olmadıkları ve uygulamadıkları sürece, ciddi ekonomik kayıplara uğrayacaklarının farkındadır.
Özetlemek gerekirse, ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi, güvenlikten, ürün ve hizmet kalitesinden ve çevresel koşullardan fedakarlık yapmadan ve üretimi kısmadan, enerji kaynaklarının daha etkin ve verimli kullanılmasını sağlayan disiplinli bir çalışmadır.
ISO 50001 standardının uygulanması, firmada bir enerji yönetim planının hazırlanması ile başlar ve enerji kayıtlarının oluşturulması, dışarıdan alınacak hizmetlerin tespit edilmesi, gelecekte ortaya çıkacak enerji ihtiyacının belirlenmesi, finansman kaynaklarının incelenmesi ve benzer çalışmalarla devam eder. Burada en önemli nokta üst yönetimin katkı ve desteğinin sağlanmasıdır. Üst yönetimin desteklemediği bir enerji yönetiminde başarı sağlanamaz. Eğer üst yönetim konuya gereken önemi vermezse, yapılan çalışmaların bir değeri olamaz.
Kuruluşumuz TÜRCERT Teknik Kontrol ve Belgelendirme A.Ş., ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi belgelendirme çalışmalarını, ulusal ve uluslararası akreditasyon kuruluşlarından aldığı yetkiye dayanarak gerçekleştirmektedir.