Gıdaların neden olduğu hastalıkların ortaya çıkması ve artması sağlık, sosyal ve ekonomik açıdan toplumları gittikçe daha fazla etkilemektedir. Gıdaların içinde izin verilen seviyelerin üzerinde bulunabilecek biyotoksinler, kimyasal maddeler, mikrobiyolojik tehlikeler ve gıda katkı maddeleri, gıda maddelerini insan sağlığı bakımından zararlı hale getirmektedir.
Gıda işleme, üretim, dağıtım ve tüketim süreçlerine meydana gelen köklü değişimler yüzünden, tüketiciler artık tükettikleri gıda maddelerinin güvenliği konusunda emin olamamaktadır. Gıdalardan kaynaklanan problemler sadece insan sağlığını etkilememekte, aynı zamanda insanların, ailelerin, toplumun, işletmelerin ve son adımda ülkenin ekonomik ve sosyal yapılarını da etkilemektedir.
Günümüzde gıda sanayiinin gelismesi ve gıda ticaretinin küreselleşmesi ile birlikte gıda üretim ve dağıtım yöntemleri de değişmiştir. Gıda ve yem maddeleri, önceden olduğundan çok daha farklı şekillerde ve farklı yöntemler kullanılarak üretilmektedir ve çok uzak noktalara çok kısa süre içinde ulaştırılmaktadır. Ancak gıda kaynaklı olumsuzluklar da aynı şekilde birçok noktaya hızla taşınmaktadır. Daha 2000’li yılların başında yaşanan dioksin krizi buna örnektir. Dioksin içeren yemler 1500’den fazla çiftliğe tek bir kaynaktan gönderilmişti. Bu yemlerle beslenen hayvanlardan elde edilen gıda ürünleri de bütün dünyaya birkaç hafta içinde yayılmıştı. Bu krizin hem sağlık hem de ekonomik açıdan etkileri hala devam etmektedir. Gelecekte de başka yeni risklerin ortaya çıkma ihtimali yok değildir.
Şehirleşmedeki artış da göz önüne alınarak, gıda üretimi, dağıtımı, depolama ve gıda servisi yapan işletmelerde çok sıkı yaptırımların uygulanması ve gıda güvenliği sistemlerinin etkin bir şekilde uygulanması gerekmektedir.
Küreselleşme ile birlikte gıda ürünlerinde tüketicilere çeşitlilik sunulmuş olmaktadır ama tüketici beklentisi ve ihtiyacını karşılayan kaliteli, güvenli ve ekonomik gıda maddelerini sunmak daha önemli bir hal almıştır. Bütün bu değişimler sonunda, güvenli gıda üretimi ve tüketiminde GAP (Good Agricultural Practice, İyi Tarım Uygulamaları), HACCP (Hazard Analysis of Critical Control Points, Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları), GMP (Good Manufacturing Practices, İyi Üretim Uygulamaları) ve GHP (Good Hygiene Practices, İyi Hijyen Uygulamaları) gibi yeni kalite sistemler ortaya çıkmıştır.
Gıda Belgelendirme Çalışmaları İle Ne Elde Edilmektedir?
Yukarıda sayılan gıda güvenliği sistemleri, gıdadan kaynaklanan tehlikelerin ortadan kaldırılması veya en düşük seviyeye çekilmesi için tasarlanmışlardır ve ortak yaklaşımları çiftliklerden tüketicinin sofrasına kadar gıda güvenliğini sağlamaktır. Bu amaçla hedeflenen, hammaddelerden başlayarak gıdaların tüketilmesine kadar gıda zincirindeki bütün aşamaların ayrıntılı bir şekilde incelenmesi, kontrollerin yapılması ve gerekli önlemlerin alınmasıdır.
Tüketiciler artık, gıdalarda hastalıklara yol açan çeşitli mikroorganizmalar ve çeşitli kimyasal maddeler ile bunların neden olduğu tehlikelerin artık farkındadır. Ulusal ve uluslararası kuruluşlar tarafından kurulan gıda güvenlik sistemleri ve standartları bu tehlikeleri ortadan kaldırmaya yöneliktir. İşletmelerinde bu sistemler kuran firmalar, bunu tüketicilere kanıtlamak amacı ile bir de bu sistemlerin belgelerini almaktadır.
Bunun için akredite olmuş bir belgelendirme kuruluşuna müracaat ederek, BRC FOOD Gıda Belgesi, HACCP Belgesi, HELAL İslami Uygunluk Belgesi, ISO TS 13027 Hijyen Sanitasyon Belgesi, FSSC 22000 Gıda Güvenliği Belgesi, GAP İyi Tarım Uygulamaları Belgesi, GMP İyi Üretim Uygulamaları Belgesi ve benzeri gıda belgeleri almaktadır.
Günümüzde daha fazla kendini hissettiren rekabet ortamı içinde, firmaların daha güçlü olabilmeleri ancak bu standartların uygulanması ve söz konusu belgelerin alınması ile mümkün olabilecektir.
Kuruluşumuz TÜRCERT Teknik Kontrol ve Belgelendirme A.Ş., çeşitli gıda sistemleri ve gıda belgelendirme çalışmaları ile ilgili tereddüt duyulan her konuda yardımcı olmaya hazırdır.